DİRENÇLİ HİPERTANSİYON

*Dirençli Hipertansiyonda Girişimsel Tedavi

Kimler Hipertansiyon Hastasıdır?

Tanı koyabilmek açısından ölçülen tansiyonun 140/ 90 değerinin üzerinde olması gerekmektedir.

Hasta üzerinde 24 saat boyunca bir holter vasıtası ile ardışık olarak yapılacak ölçümlerle tansiyonun 140/90 değeri ve üzeri değerde oluşması bizim Hipertansiyon hastalık tanısı koymamıza olanak sağlar. Özellikle 50 yas üzeri kişilerde daha sıklıkla görülür. 50 yaş üzeri her 5 kişiden birinde hipertansiyon hastalığı görmek mümkündür.

Hipertansiyonun Yol Açacağı Belirtiler Nelerdir?

Ense üzerinde dolgunluk şeklindeki baş ağrisi, kulaklarda basınç hissi, uğultu, bulantı, burun kanaması, kısa süreli görme problemleri, baş dönmesi gibi belirtiler ile ortaya çıkar. Bu gibi sorunlarla karşılaşanlar mutlak surette düzenli olarak tansiyon ölçümlemesi yaptırmalıdır.

Dirençli Hipertansiyon Nedir?

Tedavisi uzun süren bir hastalıktır.

Toplum içinde insanların1/3 ‘ünde görülen bir hastalıktır. Genel olarak hastaların çoğu hastalığın farkına varmamaktadır. Birçok kişi hipertansiftir ancak hastalığın teşhis edilememesi ve hastaların dikkatsizliği ve bilgisizliği nedeniyle %50 ‘si ilaç kullanmamaktadir. Bu sebeple halk arasında sessiz katil diye de adlandırılır.

Diger yandan ilaç kullanan hastaların da ancak %60 ‘ında hastalık kontrol altına alınabilirken %40 kadar bir kısımda hastalığın etkisi altında kalmaktadır. Bu tedavisi uzun süreli olan bir hastalıktır. Hasta doktoru ile kooperatif olmalı ve hastalıkla mücadele konusunda istekli olmalıdır.

6-7 değişik grup tansiyon ilacı vardır. Değisik grup ilaçlar kullanılıyor ise bir tanesi mutlak surette diyatik dediğimiz idrar söktürücü özelliği olan bir ilaç olmalıdır. Bununla beraber diğer belirlenen ilaçlar ile de desteklenmelidir. Bütün bu uygulamalara rağmen tansiyon hala düşürülemiyor ise karşımızda “Dirençli Hipertansiyon” hastalığı var demektir.

Dirençli Hipertansiyon Hastalığının Hedef Organları Hangileridir?

Bu hastalığın en önemli hedef organı kalptir. Kalp duvarlarında kasılma, aritmi, kalp yetersizliği, koroner damarların daralmasına sebebiyet vermektedir. Diğer hedef organlar ise böbrekler ve beyindir.

Böbreklerde böbrek yetersizliğine ve beyinde ise önemli hasarlara yol açarak beyin hastalıklarına sebep olur. Bu bir süreçtir ve eğer tedavi edilmez ise hedef organlar dediğimiz bu 3 organ direkt olarak etkilenir.

Hipertansiyonda Girişimsel Tedavi Yöntemi Nedir?

Bu konuda dünyada son 5 yıldır yapılan bir araştırmanın 3- 3,5 yıldır sonuçlarını almaktayız.

Bu tedavi yöntemi ile aynı anjio yöntemi gibi kasıktan arter damar yolu ile cidarlarda bir kateter vasıtası ile böbrek arterlerinin içine girilerek ısı verilir. Bu yöntem ile arter damarlarının içindeki sinirler bu kateter vasıtası ile ısı verilmek sureti ile yakılır.

Beyinden böbreğe giden çok küçük sinirler vardır. Bu sinirler böbrek atar damarının aterinden ilerlerler. Bunların geçmis olduğu yerler kateter vasıtasi ile yakılır. Bir atardamarda 4 ila 6 nokta yakılır. Her yakma işlemi 2 dk. kadar sürer ve sonrasında diğer noktalara geçilir.

Her 2 böbrekte yapılacak olan işlemin toplam süresi yaklasik 45 dk. kadardır.

Uygulamayı Nasıl Yapıyorsunuz?

Hastayi 1 gün hastanede tutuyoruz. Kasık damarında genel anestezi uygulaması yapılmaz. Bu durumda böbrek arterlerinde bir ısı verme işlemi yapılması sebebi ile az bir ağrı ya da sizi duyulabilir. Bu nedenle de hastayı bazı ilaçlar ile yarı uyur bir durumda tutmayı tercih ediyoruz.

Yan Etkileri Varmıdır?

Oldukça kolay bir işlemdir ve yan etkileri yok denecek kadar azdır. Genel olarak da spesifik bir yan etki bildirilmemiştir. Yine de bir anjio olayı olmasi sebebi ile kasık bölgesinde hafif bir kanama olabilir. Ancak işin kendisine has bir yan etki görülmemistir.

Alınan 3,5 Yıllık Sonuçlara Göre Bu Tedavide Başarı Orani Nedir?

Başlangıç olarak tutulan 50 hasta kayıtları bugünlerde 5000 leri aşan vaka sayısına ulaşmıştır. Klinik olarak gittikçe artan bir uygulama vardır. Kendi çalışma sonuçlarımız da burada önem kazanmaktadır.

Hastanın işlemden sonra 160 olan tansiyonu 150 ‘ye düsürülmüş ise tedavi basarılı olmuş sayılmaktadir. Bir hastanın ilk 6 ay içerisinde tedaviye cevap vermesi bu şekilde kontrol edilir. Yapılan çalışmalara göre ise 6 ay içerisinde hastaların %71’inde tansiyon düstüğü tespit edilmiştir. 3. Yil sonunda ise hastaların tamamının tansiyonunun 1 digit düştüğü tespit edilmiştir. Bundan sonra elde edilecek sonuçlar da çok önemli olacaktir.